KUR’AN’IN MANEVİ İKLİMİNE “BİSMİLLAH” DİYORUZ

Selamünaleyküm.

Bahar mevsiminde gülen yüzler ve hayat bulan nice mahlukatın neşesiyle hepinizi selamlıyor, Kur’an iklimini yaşayacağımız yeni ve güzel bir sayfayla sizlerle olacağımızın müjdesini veriyoruz…

Üç ayların manevi iklimine gireceğimiz günlerin arifesinde, belirli aralıklarla sizlerle olmayı planladığımız bu sayfamızla, Kur’an’a dair imkân nispetinde her şeyi sizlerle paylaşmak, Kur’an’ın manevi havasını teneffüs edeceğimiz güzellikleri dünyalarınıza taşımak, yaşanmışlıklardan tefsirlere, tevafuktan inayete, matbaa günlüğünden hafızların lahuti sesine kadar pek çok konuyu gündem yapıp bu sayfalar arasına taşıyarak Kur’an’a dair bir hafıza oluşturmak istiyoruz.

Bunu yaparken blog mantığından kopmadan, işin tekniğinden çok hikayesine odaklanarak, duygu boyutunu koruyarak çeşitlenmeyi, çoğaltmayı, üretmeyi ümit ediyoruz…

Kur’an’ın penceresinden yaşananları yazmak, yazılanları yaşamak, olanı paylaşmak ve paylaşılanı ulaştırarak çoğaltmayı arzu ediyoruz. Kur’an ile meşguliyetimizi artırmak, bağımızı korumak, düşüncemizi yoğunlaştırmak ve kalbimizi açmayı fiili dua ile talep ediyoruz…

Dünya yolculuğunda ve arayışında bize rehber olarak gönderilen kitabımız Kur’an’a olan farkındalığımızı artırmakla onunla hemhal olmak, üç ayların bereketiyle başlayacak bu serüvende bir hayatı onun rehberliğine taşımayı gönülden geçirmekle ızdırari duamızı yapmak istiyoruz.

Merhum Elmalılı Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili” tefsirinin başına aldığı şu yakarışıyla “Bismillah” diyoruz:

İlahi! Hamdini sözüme sertac ettim,
Zikrini kalbime mi’rac ettim,
Kitabını kendime minhac ettim.
Ben yoktum var ettin,
Varlığından haberdar ettin,
Aşkınla gönlümü bî-karar ettin.
İnayetine sığındım, kapına geldim,
Hidayetine sığındım lütfuna geldim,
Kulluk edemedim affına geldim.
Şaşırtma beni, doğruyu söylet, neşeni duyur, hakikati öğret.
Sen duyurmazsan ben duyamam, sen söyletmezsen ben söyleyemem,
Sen sevdirmezsen ben sevdiremem.
Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini,
Yâr et bize erdirdiklerini.

Sevdin habibini, kâinata sevdirdin;
Sevdin de hil’at-i risaleti giydirdin
Makam-ı İbrahim’den makam-ı Mahmud’a erdirdin.
Server-i asfiya kıldın.
Hatem-i enbiya kıldın.
Muhammed Mustafa kıldın.
Salât-ü selam, tahiyyat ü ikram, her türlü ihtiram ona,
Onun âl ve ashab ve etbaına ya Rab!